Hamdi Bey 1886 yılmda Makedonya'da Köprülü kasabasında doğdu. Onun için Köprülülü Hamdi Bey olarak anılmaktadır. Babası Kolağası İbrahim Bey'di. Küçük yaşta yetim kaldığından, dayısı Celalettin Bey tarafından yetiştirilmiştir. İlk öğrenimini Köprülülü kasabasında, orta öğrenimini Üsküp İdadisi'nde yaptı. Onun bu yılları Sultan Abdülhamit in İstibdat Devri diye adlandırılan saltanat yıllarına rastlamaktadır. Devrin olayları, yetiştiği çevre kuşkusuz onun üzerinde etki yapmıştır.
Hamdi Bey orta öğrenimini Usküp'te tamamladıktan sonra yüksek öğrenim yapmak üzere İstanbul'a gitti ve Mülkiye Okulu'na (Bugünkü Siyasal Bilgiler Fakültesi) girdi. Bu okuldayken önemli olaylara tanık oldu. Bu olayların en önemlisi Meşrutiyet'in yeniden ilanıdır. Hamdi Bey bu sırada yirmi, yirmibir yaşlarında heyecanlı, ateşli bir yüksekokul öğrencisi idi.
Hamdi Bey yirmi dört yaşlarında Mülkiye öğrenimini bitirdi. Mezuniyetini takiben Türkiye'de ilk defa açıları İhtiyat Zabit Mektebi (Yedek Subay Okulu) ne girdi ve 1911 yılında Ast teğmen olarak diploma aldı.
Hamdi Bey memurluk yaşamına Kosova da Maiyyet Memurluğu görevi ile başladı. 1912 yılında patlak veren Balkan Savaşına kadar bu görevde kaldı. Balkan Savaşı sırasında Yedek Subay olarak orduya katılıp savaş sonuna kadar askerlik görevini yerine getirdi. Kazım Özalp kendisinden “önceleri bir düşünce adamı olan, okumayı seven, şiir yazan yağlı boya, kara kalem resim yapan, ud, keman, tambur çalan, şık ve temiz giyinen her gün tıraş olmayı ihmal etmeyen titiz Maiyyet Memurundan gözünü budaktan sakınmayan çetin bir savaşçı, yaman bir kavga adamı ortaya çıkmıştı,” şeklinde söz etmektedir.
Hamdi Bey Edirne'nin düşmanlardan geri alınmasından sonra Edirne Polis Müdürlüğü İdari Bölüm Başkanlığına getirildi. Birkaç ay sonra da Demirköy İlçesi Kaymakamlığı'na atandı.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı çıktığı sırada Hamdi Bey Demirköy Kaymakamlığı görevinde bulunuyordu. Kaymakam olduğu için savaşa katılmadı. 1915 yılında Malkara Kaymakamlığı. 1916 yılında da Keşan Kaymakamlığı görevine getirildi. 1916 Martından Temmuzuna kadar burada görev yapmış, daha sonra Balıkesir'in Sındırgı İlçesi Kaymakamlığı'na atanmış, oradan da 13 Temmuz 1917'de Edremit Kaymakamlığı'na nakledilmiştir.
Hamdi Bey Edremit Kaymakamlığı görevinde iken kasaba ileri gelenlerinin ve öğretmenlerinin yardımlarıyla Edremit Darül- Eytamı (Edremit Yetimler Yurdu) nı kurdu. Kaymakamlıktan ayrıldığı zaman burada 105 şehit çocuğu barınıyordu. Ayrıca Darül- Eytam'ın bir odasında Edremit İdman Yurdunu kurdu. (25 Nisan 1918) İdman Yurdu daha sonra Gençlik Kulübü adıyla çalışmalarını sürdürmüştür.
Hamdi Beyi yakından tanıyan Ruhi Naci Sağdıç'ın anlattıklanna göre, henüz 29 yaşındaki genç kaymakam Darül- Eytam ve İdman Yurdundan başka bir basımevi kurulmasına. bir gazete çıkarılmasına öncülük etmiş. kasabaya elektrik getirtmek için etütler yaptırmış, kasabanın imar planını çizdirmiş, kanalizasyon işini başlatmıştır.
Hamdi Bey iki yıl Edremit Kaymakamlığı yaptıktan sonra 9 Nisan 1919 tarihinde Damat Ferit tarafından azledilmiştir. Azlini müteakip bir süre Ayvalık'ta Ali Çetinkaya'nın yanında, bir süre de Burhaniye'de kalmış, daha sonra Balıkesir'de kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nde faaliyet göstermiştir.
Hamdi Bey idarecilikte iyi bir isim yapmıştı. Bulunduğu yerlerde otoritesini tanıtmakla birlikte sevilmiş, sayılmış, dürüst, cesur ve atılgan olarak tanınmıştı. Başardığı işlere bakıldığı zaman görevine bağlı, resmi işlerde disiplinli hareket etmeyi seven, üstün cesaret sahibi bir kişi olduğu izlenimini vermektedir. Tehlikelerin üzerine gitmekte hiç tereddüt etmediği cesaretinin çoğu kez onu ihtiyatsızlık olarak nitelendirilebilecek hareketlerde bulunmaya sevk ettiği görülür. Zamansız ölümüne de böyle bir hareketi sebep olmuştur. (34 yaşında)