AKBAŞ BASKINI
Akbaş baskınını anlatan eserlerden İsmail Aydın Hoşgör'ün dışındakiler, baskın için Akbaş'a Umurbey iskelesinden geçildiği, ele geçirilen silah ve cephanenin Umurbey iskelesine getirildiği konusunda birleşmektedirler. İsmail Aydın Hoşgör ise Gelibolu yakasına Lapseki'den geçildiğinden, ele geçirilen silah ve cephanenin Lapseki iskelesine taşındığından söz etmektedir. Ayrıca, baskın hareketi bu konuda yazılan eserlerde başka başka anlatıldığı gibi, baskının yapıldığı tarihte bu eserlerin çoğunda yanlış tespit edilmiştir. Atatürk'ün Nutuk'unda bir tertip hatası olarak Akbaş baskınının 1920 yılı Şubat ayı sonunda yapıldığı gösterilmiştir. Nutuk'tan kaynaklanan bu yanlış bütün eserlerde tekrarlanmıştır. Oysa baskının 26 Ocak'ı 27'ye bağlayan Pazartesi gecesi yapıldığı belgelerle ispatlanmıştır.
Baskın akşamı Hamdi Bey Umurbey iskelesinde kaldı. Otuz kadar Kuvayı Milliyeciyi baskın işinde, baskından sonra silah ve cephanenin kayık ve motorlara yüklenmesinde Dramalı Rıza Bey'e yardım etmek için motorlarla karşıya geçtiler.
Dramalı Rıza Bey arkadaşlarından bir kısmını yolları tutmak, telefon hatlarını kesmek üzere Gelibolu ve Eceabat yönlerine gönderdi. Osmanlı Devleti tarafından Akbaş Cephaneliği'ne binbaşı olarak atanan Bahri Bey o gün bir iş için Gelibolu'ya gitmişti, akşama dönecekti. Kuvayi Milliyeciler Gelibolu'dan gelen yol kenarına pusu kurarak, herhangi bir olaya meydan vermeden Binbaşı Bahri Bey'i tutuklayacaklardı. Dramalı Rıza Bey yanındaki arkadaşlarıyla cephaneliğe giderek koğuşlardaki askerleri tutukladı. Hemen depoların kapıları açılarak cephane ve silahlar köylülerin de yardımıyla taşınmaya başladı. Bu sırada Bergos iskelesinde bulunanlar sabırsızlık ve heyecan içinde verilecek işareti bekliyorlardı. Sonunda Dramalı Rıza Bey ışıkla işareti verdi. Bu aynı zamanda zafer işaretiydi. Bunun üzerine Bergos (Umurbey) iskelesindeki bütün deniz araçları Bolayır vapuru önderliğinde karşı kıyıya doğru harekete geçti. Bu arada bucakta çok sıkı tedbirler alınmış, telefon ve telgraf merkezi tutulmuş yollar kesilmiş, Lapseki ve Çanakkale ile bağlantı tamamıyla önlenmişti. Karşı kıyıya giden deniz taşıtları, hemen yükünü alarak geri dönüyordu. Sonunda kıyıya taşınabilen bütün silah ve cephane taşıtlara yüklenmiş, her şey tamamlanmıştı. Akbaş'tan hareket etmeden önce yardıma gelen köylüler yerlerine döndüler. Binbaşı Bahri Bey Fransız subay ve erleri Bolayır motoruna alınarak karşı kıyıya götürüldü. Boşaltma işi kısa sürede tamamlandı. Aynı gece silah ve cephanenin sahilden içeriye nakline başlandı. Kaçırılan bu silah ve cephaneler Çan üzerinden Yenice Bucağına sevk edildi. Boşaltma işlemi tamamlandıktan sonra binbaşı Bahri Bey ve Fransız askerleri, bir kayıkla Akbaş'a gönderildi. Zeynel Kozanoğlu'na göre Hamdi Bey Binbaşı Fahri Bey'e Fransız Askeri Komutanlarına verilmek üzere bir mektup vermiştir. Hamdi Bey baskın olayı ve elde edilen başarıyı hemen o gün bir telgraf ile Kazım Bey'e bildirdi. Kazım Bey de olayı Ankara'da bulunan M. Kemal'e telgrafla bildirdi.
Türk milletinin sayıları bilinmeyecek kadar çok olan kahramanlık destanlarına, bir yenisinin eklenmesi Mustafa Kemal Paşa'yı çok duygulandırmış, olayın kahramanı Hamdi Bey'e teşekkürlerini bildirirken, 61. Tümen Komutanı Kazım Bey'i de aynı başarıdan dolayı tebrik etmişti.